-
Başarılı İnsan Şanslı Değildir!
Başarılı insanlar şanslı insanlar mıdır? Başarılı olmak için şans gerekli midir? Kazanmak için şans gerekliyse şans nedir? Ya da şanslı olmak için neye ihtiyacımız var?
"Şanslıysan başarırsın" veya "Şansım yaver gitti, başardım!" sözlerini çok duyarız. Peki, başarmamızı sağlayan şans ya da yaver giden şans nedir?
İşin aslına bakarsak, normal koşullarda hiç kimsenin, hayallerine ve hedeflerine, emek çekmeden, ter dökmeden, zaman ayırmadan, bedel ödemeden ulaştığını göremeyiz. "İstisnalar için ne diyeceğiz?" diyenleri duyar gibiyim. Tabii ki burada bilime, ahlaka ve etiğe uygun bir süreci kastediyorum.
Diğer koşullarda ve istisnalarda, şans ve şansın nasıl oluştuğunu ve sonuçlarını biliyoruz. Ahlakın, etiğin, bilimin ve medeniyetin olduğu yerde, düşüncede, tutumda ve davranışta "diğer koşulların" yeri olmaz.
Bir uğraş sonucu bir yerlere gelmiş insanların da "sadece şansım yaver gitti" dediklerini duymadım. Etrafımızdaki başarılı insanlara dönüp bakalım. Geçmişlerine bakalım, nereden nereye geldiklerine, nereden nereye "nasıl" geldiklerine... Hiçbirinin armudun pişip de ağzına düşmesini beklemediğini göreceğiz.
TDK'ye göre şans, "Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek." anlamlarına gelmektedir.
Şansın formülü belli: Şans = Hazırlık + Fırsat.
Louis Pasteur'ün şu sözüne bakalım: "Şans, hazır olan beyinlere yardım eder." ya da Balzac'ın bu sözüne bakalım: "Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır."
Başarı, kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü, bir işi istenilen biçimde bitirmek, elde etmek, istediğini bulmak olarak açıklanmaktadır. Yani başarı çabalayarak hedefine ulaşmaktır.
Hazırlık ise istemektir, hazır olmaktır, gereğini yapmaktır, eğitimdir, yetkinliktir, donanımdır, çaba sarf etmektir, doğru bağlantıları takip edip oluşturmaktır. Fırsat geldiğinde hazır olmak için çaba sarf etmiş, emek harcamış olmak, avantaj oluşturur.
Fırsat, gelen tekliftir, yapılan başvurudur, oluşan transfer durumudur, gelen terfidir, verilen görevdir, kazanılan seçimdir ve vesile olan/olacak olan bağlantılardır. Yaptığımız hazırlığı uygulamaya geçirmek ve yapılan bu hazırlıkla sonuca gitmek için fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekir. Emek çekip hazırlıklar tamamlandıktan sonra bir de fırsatları kollama durumu var. Fırsatları kollayıp değerlendiremediğimiz zaman verdiğimiz emeğin de bir anlamı kalmaz.
Hazırlık ve fırsat, birbirinden ayrı düşünemeyeceğimiz kavramlardan yalnızca iki tanesidir.
Hazırlık ve fırsatın bir araya gelerek oluşturduğu şeyi tam anlamıyla anlatan harika sözü Anthony Robbins söylüyor: "Hazırlıkla fırsatın bir araya gelmesi, bizim şans dediğimiz çocuğu doğurur."
Bir de fırsatları değerlendiremeyen insanlar var. Kaçırılan fırsatları tekrar beklemek, zaman kaybından başka bir şey değildir. Fırsatların sürekli bizi beklemediğini, kollamayıp kaçırıldığında ise tekrardan geri gelmeyeceğini çok iyi anlatan iki söz;
"Fırsatlar da bulutlar gibi, çabucak geçer gider."
– Hz. Ebubekir
"Dört şey asla geri gelmez; söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat ve kaçırılmış fırsat."
– Hz. Ömer
İşin özü, çabalamadan, emek çekmeden, karşımıza çıkacak fırsatları kollamadan, çıkan fırsatları değerlendiremeden hiçbir şekilde şanslı(!) olamayız. Önce amacımız olacak, buna inanacağız, inandığımız amaç için yoldaki her zorlu engeli çalışarak geçeceğiz ki şanslı(!) olalım, şans(!) dediğimiz çocuğu doğurtalım.
Hep hatırlayalım ki başarılı olma arzusuyla hedefimizi oluşturup, zamanımızı iyi yönetebilirsek başladığımız bir işi başarıyla bitirebiliriz.
Son söz Montesquieu’nün sözüyle olsun "Başarılı olmak için çaba gösterirsen şans seninledir. Tembeller için şans diye bir şey yoktur."
Mehmet ERGİN
Kurucu (Founder)
Aile Şirketleri Uzmanı (Doctor of Philosophy in Family Business - PhD)
Yönetim Danışmanı (Certified Management Consultant - CMC)
Stratejik Planlama ve Stratejik Yönetim Danışmanı
Yayın Tarihi: 8 Nisan 2023 Cumartesi