-
Afet ve Afet Yönetimine Dair Önerilerim
Sevgili Dostlar Merhaba,
Bundan önceki yazımızda, depremzede öğrencilerimizin zihinsel ve duygusal sağlıkları ve akademik başarıları için desteklenmesinin önemi ve bu doğrultuda yapılabilecekler konusu üzerinde durmuştuk.
Deprem ve deprem sonrası, aile şirketlerinde depremin sebep olduğu krizi ve etkilerini yönetmenin ve etkilerini en aza indirmede verilecek desteklerin önemi ve bizim bu konuda yaptıklarımızı önceki yazılarımızda belirtmiştik.
Bugünkü yazımızda, afet ve afet yönetimi konusundaki önerilerimi paylaşacağım.
Ülkemizi derin bir acıya ve yasa boğan büyük bir felaket yaşadık. Öyle bir felaket ki en büyük acıları aynı anda, kısa bir zamanda yaşadık. Erdemli insan ve toplum olmanın gereği dayanışma ve birlik olma değerlerimizle çalışarak, bu afetin yaralarını sarmaya ve yeniden üretmeye başlıyoruz.
Deprem sırasında, gerekli ekipman olmadan enkaza destek vererek kendi canını riske atan, son parasını depremzedelere gönderen, evini hiç tanımadığı insanlara açan, fedakâr hikayeler yazdık, şahit olduk ve dinledik. Tüm bunlar, bizi biz yapan, toplumu bir arada tutan yüce duyguların dışavurumudur. Tarihte eşine çok az rastlanan bir birlik ve dayanışma örneği gösterdik. Kilometrelerce uzakta, aynı dili konuşmasak da benzer duyguları taşıdığımız güzel yürekli insanlar da destek oldular. Minnettarız.
Depremi ve geride bıraktığı yıkımı, unutmak veya geride bırakmak imkansızdır. Ancak şimdi yeni bir safhaya geçtik. Hem afet bölgesi hem de tahliye bölgesinde iş yapan ve yaşayan birisi olarak söyleyebilirim ki şimdi, depremin fiziksel boyutundan sonra, psikolojik, sosyolojik, demografik ve ekonomik boyutunu yaşıyoruz. Maruz kaldığımız bu çok boyutlu etki, yıllarca sürecek ve tartışılacak bir öneme sahiptir.
Binalarımızın sağlamlığı, yasal prosedürler, denetimler, kurallara uymadaki gönüllülüğümüz, tüm bunlar, üzerinde uzun uzun konuşmamız ve tartışmamamız gereken konulardır.
PEKİ, BU AFETTEN DERSLER ÇIKARDIK MI? ÇIKARDIYSAK HANGİ DERSLERİ ÇIKARDIK?
Öncelikle, bireysel olarak çıkardığımız ve çıkarmamız gereken dersleri çıkardık mı? Sorusunu tartışmamız gerekiyor.
- Evlerinizin depreme uygun olup olmadığı hususunda uzman desteği aldınız mı?
- Deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrası yapılması gerekenler konusunda eğitim aldınız mı?
- Deprem anında devrilebilecek mobilya ve eşyaları sabitlediniz mi?
- Deprem çantalarınız hazır mı?
- Depreme gece yatağınızda yakalanma ihtimalinize karşı tedbir aldınız mı?
- Deprem anındaki yaşam üçgeni yerinizi belirlediniz mi?
- Deprem tatbikatı yaptınız mı?
- Deprem sonrası toplanma alanlarını öğrendiniz mi?
İŞ SAHİPLERİ, PATRONLAR OLARAK ÇIKARDIĞIMIZ VE ÇIKARMAMIZ GEREKEN DERSLERİ ÇIKARDIK MI?
İş sahipleri, patronlar olarak çıkardığımız ve çıkarmamız gereken dersleri çıkardık mı? Çıkardıysak hangi dersleri çıkardık? konusunu da tartışmamız gerekiyor.
- Fabrika, bina ve ofislerin afete dayanıklı olup olmadığı analizi yapılmalıdır. “Yapılması Gerekenler Listesi” oluşturulmalı ve bu çalışmaların kuruluşun kaynakları ve yönetim kapasitesiyle uyumlu yapılabilmesi için, bu konuda uzman, danışman ve kuruluşlarla iş birliği yapılmalıdır. Bunun için, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediyeler aracılığıyla, bina risk analizinin yapılması için, bildirimde bulunulması gerekiyor. Yapılacak tam teşekküllü analiz sonrasında, önerilen çalışmalar yapılmalıdır.
- “Afet krizi yönetimi ekibi” kurulmalıdır. Afet anı ve sonrasında hem kurumsal hem bireysel düzeyde afetzedelere yardımcı olacak kişiler, ekip çalışmasına yatkın ve yönetim kapasitesi yüksek, problem çözme becerisi gelişmiş çalışanlar olmalıdır. Bu kişiler hem duygusal hem fiziki anlamda krizi yönetebilmelidir.
- Fabrikada, iş sağlığı ve güvenliği konusunda, vanaların kapanması, elektrik panolarının kontrolü ve diğer teknolojik aletlerin, afet anında nasıl kullanılması veya kapatılması ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalıdır.
- Afet yardım ve ilk yardım çantaları hazır olmalı, önceden belirlenmiş, bilinen ve kolay ulaşılabilir yerlerde olmalıdır.
- İletişim kanalları güçlendirilmeli ve daha işlevsel hale getirilmelidir.
- Etkili bir iletişim, afet öncesi, afet anı ve afet sonrasında birçok fayda sağlamaktadır. Buna yönelik, öncelikli iletişim kanalı belirlenmelidir. Telefon şebekeleri yoğun olacağı için, internet tabanlı olan birincil kanal WhatsApp ve ikincil kanal Telegram, Instagram vs. uygulamalar, olmalıdır.
- Olası bir afet anında, çalışanların ve ailesinin toplanma alanı belirlenmelidir. Var olan toplanma alanları hakkında, tüm çalışanlara bilgilendirme yapılmalı ve bu konularda bilinçli olmaları sağlanmalıdır.
- Kendi güvenliğimizi, bu şekilde sağladıktan sonra, destek çalışmalarına odaklanılmalıdır. Üst yönetim ve ilgililer hangi konularda destek olabileceğimize yönelik bir çalıştay yapmalıdır. Destek verebileceğimiz konular, yemekhaneden yemek desteği, barınma için destek, depremde yaptığımız gibi altyapı hizmetlerine destek gibi konular olabilir. Bunların önceden belirlenmesi ve hazırlık yapılmış olması önemlidir.
- Arama kurtarma için, bir ekip kurulmalıdır. Arama kurtarma ekibi, eğitim ve teçhizat konusunda desteklenmelidir. Depremin ilk günlerinde, afetin etki alanının geniş olması durumunda, sahada aktif olarak çalışacak bir ekip, büyük katkılar sağlayabilir.
- Lojistik kabiliyetimiz, şehir dışından, hatta ülke dışından gelecek yardımlar için kullanılabilecek hale getirilmelidir.
- Üye olduğumuz kurumlarla ortak hareket ederek, kısa sürede saha taraması yapıp elde edilen veriler, veri olarak kullanılmalı ve ilgililerle paylaşılmalıdır.
- Acil barınmaya yönelik, kaynaklarımız kullanılmalıdır.
- Bütün bunlarla birlikte elbette afet öncesi, afet anı ve afet sonrası ile ilgili, çalışanların, iş sahiplerinin ve yöneticilerin bilinçlenmesi için profesyonel bir kurum veya kişiden eğitim alınması, kritik önemde ve gereklidir.
- Afet sonrası ile ilgili, ihtiyaç duyulan ürünleri üretmemiz halinde, bu ürünler, afet bölgesine ulaştırılmalıdır. Ürünlerimizin, doğrudan ihtiyaç listesinde olmaması halinde, bu deprem sonrasında yapıldığı gibi, üretim hattında değişiklik yaparak depremzedelerin ihtiyaçlarına yönelik ürün üretmek ve ihtiyaç bölgesine ulaştırmak için çalışma yapılmalıdır.
Daha kötü bir afete veya bizim de yardıma ihtiyacımızın olabileceği bir afete hazır olmalıyız. Hazır olmak adına da yukarıdaki saydığım benzer ve ilave aşamaları tam, doğru ve etkili bir şekilde uygulamalıyız.
DEPREM BÖLGESİ DIŞINDA KALANLARIN BU DEPREMDEN ÇIKARDIĞI DERSLER NELERDİR? ÇIKARMASI GEREKEN DERSLERİ ÇIKARDILAR MI? ÇIKARDILARSA HANGİ DERSLERİ ÇIKARDILAR? SORUSUNU DA TARTIŞMAMIZ GEREKİYOR.
Öncelikle, dünyanın küçük bir köy halini aldığını, dünyanın herhangi bir yerinde esen bir rüzgarın bile, dünyanın herhangi bir yerinde hissedilebileceğini tam manasıyla idrak etmemiz gerekiyor. Durum böyleyken, yanı başımızda gerçekleşen afetin, bizleri etkilemeyeceğini düşünmek, pek de sağlıklı olmaz. Keza yaşadığımız depremde, bunu deneyimledik.
Hepimiz, fiziksel olarak hissetmesek dahi, orada yaşanan acılara kayıtsız kalamadık ve yaşanan dramlara ve acılara ortak olduk. Kaybettiğimiz 50 bine yakın insanımızın acısını derinden hissettik.
Eğitim, sağlık, ulaşım, ekonomi ve politika gibi birçok gündem, depreme odaklandı. Özellikle, ekonomik olarak büyük bir zarar ortaya çıktı. Önceki yazımızda detaylı olarak belirttiğim gibi, ülke olarak 100 milyar doları hatta daha fazlasını bulabilecek bir maddi kayıp yaşadık. Orta ve uzun vadede, etkilerini daha fazla yaşayacağımız bu zararları daha çok konuşacağız.
Peki, hangi dersleri çıkardık? Depremin ve diğer afetlerin hayatımızın bir parçası olduğunu ve bunlara hazırlıklı olmamız gerektiğini idrak ettik, etmeliyiz. Yaşanan depremin büyüklüğünü ve neden olduğu acıları unutmamalı, bir daha benzer acılar yaşamamak için şimdiden hazırlanmalıyız.
Burada en büyük iş, kamu otoritelerine düşüyor. Gerekli kanun ve mevzuatlar, bilimin ve bilim insanlarının rehberliğinde hazırlanmalıdır. Hazırlanan bu kanunlara uyulması için, gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda gerekli teşvik ve destekler verilmelidir. Aynı zamanda, gerekli farkındalık ve bilincin oluşması için, eğitim ve diğer çalışmalar yapılmalıdır.
Tüm bu çalışmalar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile koordineli olarak yürütülmelidir. Kamu ve özel sektör iş birliği ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonu ile büyük felaketlerin, olası zararları en aza indirilebilir.
Bireysel olarak alabileceğimiz bazı önlemler ise, daha önce belirttiğim gibi, bulunduğumuz bölgenin deprem risk derecesini öğrenmek, deprem anında devrilebilecek mobilyaları sabitlemek, deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrası için eğitim almak ve sık sık tatbikat yapmak, ev içerisinde tehlike avı yapmak, evde ve işyerinde iken deprem anında sığınacağımız yerleri belirlemek, toplanma alanlarını öğrenmek, iletişime geçilecek yerleri öğrenmek ve deprem çantası hazırlamak gibi başlıca önlemler alarak, depremin olası zararlarını en aza indirebiliriz.
Bunun dışında, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD’ın) hazırladığı “Afet ve Acil Durum Çantası Nasıl Hazırlanmalı?” çalışması, bizlere rehber olabilecek değerli ve kapsamlı bir çalışmadır.
PEKİ, “AFET VE ACİL DURUM ÇANTASI” NASIL HAZIRLANMALI?
Afet ve acil durum çantası hazırlama konu ile ilgili de kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
Deprem sonrası ilk 72 saatte, yardım ekipleri ulaşana kadar acil ihtiyaçlarımızı ve değerli evraklarımızı saklayacağımız bir “Afet ve Acil Durum Çantası” bizim ve sevdiklerimizin hayatını kurtarabilir.
Afetlerden hemen sonra ihtiyaç duyabileceğiniz malzemelerin bulunduğu bir Afet ve Acil Durum Çantanızın hazır, önceden belirlenmiş, bilinen ve kolay ulaşılabilecek bir yerde olması önemlidir. Çanta, sorumlu olduğunuz kişi veya kişiler (bebekler, yaşlılar, engelliler) ve varsa evcil hayvanlarınız için gerekli ihtiyaçları da içermelidir.
Bir afet sonrası yiyecek, içecek ve acil ihtiyaçları temin edebileceğimiz yerlere ulaşamayabiliyoruz. Küçük yaralanmalarınız varsa bunları kendiniz giderebilirsiniz. Bu tip durumlar için afet çantanızın içinde olması gerekenleri doğru belirleyip, çantanızı, önceden belirlenmiş, bilinen ve kolay ulaşabileceğiniz bir yerde saklamanız çok önemlidir. Afet ve Acil Durum Çantası, sadece evinizde ve iş yerinizde değil okulunuzda, sınıfınızda ve aracınızda da olmalıdır.
Bunun için öğretmeninizle veya yöneticinizle birlikte, ihtiyacınız olabilecekleri belirleyip, çantanızı sınıfınızda veya ofisinizde, sizin, öğretmeninizin veya yöneticinizin kolay ulaşabileceği bir yerde saklamalısınız. Engelli bireylerin özel ihtiyaçlarıyla alakalı çantasının içine eklenmesi gerekenler de unutulmamalıdır. İçinde bulunan yiyecek ve içecekleri düzenli olarak kontrol edip, bozulmadan nasıl saklamanız gerektiğini öğrenmelisiniz.
AFET VE ACİL DURUM ÇANTASININ İÇERİSİNDE NELER OLMALIDIR?
Afet ve acil durum hakkında konuştuk. Şimdi de afet ve acil durum çantasının içerisinde neler olması gerektiğine bakalım.
1. Gıda Maddeleri Bulunmalıdır.
- Yüksek kalorili, vitamin ve karbonhidrat içeren, su kaybını önleyen ve dayanıklı (çabuk bozulmayan) gıdalar (konserve, kuru meyveler, tahin, pekmez, meyve suyu, vb.) olmalıdır.
2. Önemli Belge Fotokopileri Bulunmalıdır.
- Kimlik kartları (nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport vb.),
- Tapu, sigorta, ruhsat belgeleri,
- Zorunlu Deprem Poliçesi,
- Diplomalar ve belgeler,
- Banka cüzdanları,
- Diğer belgeler (evcil hayvan sağlık karnesi, vb.) olmalıdır.
3. Giyecekler Bulunmalıdır.
- İç çamaşırı,
- Çorap,
- Yağmurluk,
- İklime uygun giysiler olmalıdır.
4. Su Bulunmalıdır.
- Her bir aile üyesi düşünülerek yeterli içme suyu alınmalıdır.
5. Hijyen Malzemeleri Bulunmalıdır.
- Sabun ve dezenfektanlar,
- Diş fırçası ve macunu,
- Islak mendil,
- Tuvalet kâğıdı,
- Hijyenik ped olmalıdır.
6. Diğer Malzemeler Bulunmalıdır.
- İlk yardım çantası,
- Uyku tulumu veya battaniye,
- Çakı, düdük, küçük makas,
- Kâğıt, kalem,
- Pilli radyo, el feneri ve yedek piller (dayanıklı ve uzun ömürlü pil seçilmelidir) olmalıdır.
Bireysel ve kurumsal olarak yapacağımız bu ve benzeri çalışmalar, 50 bine yakın insanımızın hayatını kaybetmesine ve 100 milyar dolar maddi zarara neden olan bu ve benzeri afetleri yaşama ihtimalimizi en aza indirecektir.
Bu denli büyük ve geniş bir alanda etkisini gösterebilecek bir afet beklemiyorduk. Ancak, bundan sonra, bu ve belki de daha büyük afetler için hazırlıklı olmalıyız. Özellikle, deprem bölgesinde yer aldığımızı unutmamalı, gerekli ise, büyük şehirlerin bile taşınması veya yeniden yapılanmasını tartışmalı ve gerekli aksiyonları almalıyız. Bunları bir birey ve vatandaş olarak istemeli ve hayata geçmesi için ilgili makamları yönlendirmeli ve talep etmeliyiz.
SORULARIM VE TAVSİYELERİM VAR!
- İş yeriniz, ofisiniz, üretim alanlarınız depreme ne kadar dayanıklı, fay hattına ne kadar yakın, olası bir depremin zararını, risk hesaplamasını yaptırdınız mı?
- Bir iş sahibi, ebeveyn, birey ve yönetici olarak, siz kendiniz beyninizde deprem fikrine ne kadar hazırsınız ve bireysel olarak ( gündüz, gece, ayakta, uyurken, evde, ofiste, sokakta, araçta depreme yakalandığınızda ne yapacağınızı biliyor musunuz?) bu konuda bir eğitim aldınız mı ya da almayı düşünüyor musunuz?
- Çalışanlarınız, gündüz veya gece, iş ortamında, evde, sokakta, araçta depreme yakalandığında ne yapacağını gerçekten biliyor mu, bireysel bilinçleri var mı? Yoksa bu konuda bir çalışmanız olacak mı, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bu tür durumlar için işletmeye destek, topluma destek anlamında bir çalışmanız, hazırlığınız var mı?
- Bu tür durumlarda, nasıl ve kiminle iletişime geçeceğiniz konusunda bir planınız var mı?
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanı ve Kurumsal İletişim Uzmanınız var mı? Uzman çalışanınız, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını nasıl paylaşacağını biliyor mu? Bu tür durumlara hazırlıklı mı? Kriz anında kamuya nasıl bilgi vereceğini, basın ve sosyal medyada hangi bilgileri, nasıl paylaşacağını biliyor mu?
- Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanı ve Kurumsal İletişim Uzmanınız, iş ortaklarınızı ve paydaşlarınızı tanıyor mu? İş ortaklarınızın ve paydaşlarınızın durumu hakkında ne kadar bilgiye sahip? Kriz durumunda ne yapması gerektiği konusunda bilgi ve farkındalığa sahip mi?
- Siz, üst veya ara yönetici, ofis sorumlusu olarak, yukarıdaki 6 maddeyi koordine edebilecek yetenekte misiniz? Bilmediğiniz konuları hemen şimdi öğrenmeye başlayabilecek, araştıracak, gerekli kararları verebilecek bilgi, bilinç, yetkinlik ve vizyona sahip misiniz?
Sivil toplum kurumları ve özel kurumlarımızın, her düzey yöneticileri ve çalışanları, tecrübe ve enerjileri ile ülkemiz için önemlidir. Riskleri önceden fark etmek ve olası zararları en aza indirmek için, birbirimizi önemseyip birlikte çalışmamız gerekiyor. Herkesin uzmanlığına saygı duyulması ve fikrini söyleyebilmesi için uygun ortamın yaratılması gerekmektedir. İstişare önemlidir, ortak akıl en iyi akıldır. Birlikte kullanılacak güç en büyük güçtür. Ortak akılla ve organize olarak başarı şansımızı artırabiliriz.
Deprem ve deprem gerçeğini içselleştirip hazırlıklarımızı yapmalıyız. Bu hazırlıklar ne sadece bireysel ne de sadece kurumsal olarak yapılabilecek hazırlıklardır. Resmi kurumların, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının koordineli olarak çalışması gerekiyor. Tabi, bu koordineli çalışmada, bizler yani bireyler de sürece dahil olmalıyız. Hem bu kurumların yapacağı makro ölçekli çalışmalara dahil olmalı hem de evde, işyerinde ve diğer sosyal alanlarda almamız gereken önlemleri almalı ve gerekli hazırlıkları yapmalıyız.
Sözün kısası ve özü, dileriz bir daha böyle acılar yaşamayız. Fakat bizim görevimiz, misyonumuz gereği uyarmak ve önerimizi sunmaktı. Bireyler, iş sahipleri ve yöneticiler olarak, tedbirli olmalı ve gerekli hazırlıklarımızı tamamlamalıyız.
Şu ana kadarki yazılarımızda, önceliğimiz depremdi ve bu konudaki çalışmalarımıza halihazırda devam ediyoruz ve devam edeceğiz.
Bununla birlikte bundan sonraki yazılarımız, ana işimiz aile şirketleri, aile anayasası, kurumsallaşma, kurumsal yönetim ve organizasyon gibi uzmanlık alanlarımızla ilgili olacaktır.
Bir sonraki yazımızda, görüşmek üzere, aileniz ve sevdiklerinizle, mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyorum. Hoşça kalın, sağlıkla kalın.
Mehmet ERGİN
Kurucu (Founder)
Aile Şirketleri Uzmanı (Doctor of Philosophy in Family Business - PhD)
Yönetim Danışmanı (Certified Management Consultant - CMC)
Stratejik Planlama ve Stratejik Yönetim Danışmanı
Yayın Tarihi: 20 Mart 2023 Pazartesi