-
Geleceğimiz Olan Çocuklar Neden Mutsuz?
Değerlerimiz, beklentilerimiz, bakış açımız farklı olabilir ama hepimizi birleştiren nihai hedeflerden biri; geleceğimizi şekillendirecek olan çocuklarımız.
Araştırmalar, geleceğimize yön verecek çocuklarımızın mutsuz olduğunu söylüyor. Teknolojinin ilerlemesi, çocuklarda gereksiz ilaç kullanımı, ailelerin çocuğun istediği her şeyi alma yoluna gitmesi ve 'proje çocuklar' yetiştirme eğilimi çocukların neşesiz olmasına neden oluyor.
Yapılan araştırmalar Z kuşağın farkındalığının, geçmiş kuşaklara oranla daha fazla daha yol gösterici ve daha gelişmiş yeteneklere sahip olduğunu doğruluyor. Bu farkındalık seviyesinde doğan günümüz çocuklarının daha neşesiz hatta tatminsiz oldukları görülüyor. Eskiden aileler bebeklerinin el çırpmasına, değişik sözcükler çıkarmasına, oyunlar oynamasına sevinirdi. Ancak artık aileler tablet kullanabilen çocuklarıyla övünmekte, birbirlerine çocuklarının telefonlarla tabletlerle yaptığı işleri anlatmaktalar.
Çocuklar, doğar doğmaz televizyon izlemeye başladıkları için teknolojinin çoğu zaman yaydığı sevimsiz enerji ile mutsuz hale gelmekte. Bunun yanında aileler 'hareketli' olarak düşündükleri çocuklarını doktora götürerek DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Sendromu) teşhisiyle yatıştırıcı ilaçlar kullanılmasına neden oluyorlar. Bu ilaçlar çocuğun kinetik enerjisini frenlemekle kalmayıp, çocuğa neşesiz bir hal kazandırıyor. Düzeltildiği düşünülen dikkat dağınıklığı esasında algı bozulmalarına yol açarak, mutsuz ve ilgisiz bir nesil oluşmasına sebep oluyor.
OECD’nin PISA testi çerçevesinde yaptığı çalışmada, öğrencilerden yaşam memnuniyetlerini 0 ile 10 puan arasında değerlendirmeleri isteniyor. Türkiye’den katılan 15 yaşındaki çocukların yüzde 28,6’sı yaşamlarından memnuniyetlerine 0-4 arasında puan veriyor. 48 ülkenin en mutsuz çocukları bizim çocuklarımız. Onları yüzde 21.6 oranı ile Kore, yüzde 19.3 oranıyla Tunus, yüzde 16.6 oranıyla Tayvan, yüzde 15.4 oranı ile Çin, izliyor.
Türkiye ile Kore, Çin gibi ülkelerde de çocukların mutsuzluk oranlarının yüksek olmasının bir etkeni de "Sınav Kaygısı"na bağlanabilir mi?
Öğrencilerin yetiştiği fiziksel-sosyal koşullar ve hedefleri, kaygı durumunu etkiliyor. Sınavların, hedeflerine ulaşmak için tek şans olduğunu düşündükleri için tüm yaşam biçimlerini bu sınavları başarmak üzerine şekillendiriyor ve bu durum da kaygı düzeylerini etkiliyor. Dolayısıyla kaygı düzeyi yükselen çocuklarda mutsuz olma durumu artıyor.
Ülkemizde sınav sayısının çokluğu ve bu sınav sonuçlarının öğrencilerin yaşamına etkisinin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda sınav kaygısının düzeyinin saptanması ve psikoloji alanında bununla baş edebilmek için etkileyen faktörlerin ortaya konulması son derece önemli.